Sosyoloji öğrencisinden HIV ile yaşama dersi

Dün Dünya AIDS günüydü. HIV pozitif olduğunu geçen yıl öğrenen, sosyoloji yüksek lisans öğrencisi Can’ın yaşadığı ilk şok, korkuları, hastalıkla yüzleşmesi, yeniden hayata bağlanması, sınıf arkadaşlarına hastalığını açıklaması...

Adı Can. 28 yaşında ve sosyoloji bölümü yüksek lisans öğrencisi. Bir yıl önce HIV Pozitif olduğunu öğrendi. Açıkçası, röportaja giderken karşımda üzgün, yıkılmış birini bekliyordum. Sorularımın onu kırıp kırmayacağı konusunda endişeliydim. Öyle olmadı! “HIV, tedavi ile kontrol altında tutulabilen bir hastalık. İlaçlarımı aldığım sürece hiçbir sorun yok. Bu yüzden artık gizlenmeyi düşünmüyorum. Ben buyum ve bu gerçeği saklamak istemiyorum” diyen, gelecek için kurduğu hayallere sağlam adımlarla yürüyen biriyle karşılaştım. Ne kadar çok yanlış bilgiler yumağında dolandığımızı gördüm. Salya-sümük izlediğimiz fimlerdeki hatalara inanmamızın nelere neden olduğunu anladım. En iyisi sözü tamamen Can’a bırakmak... O size her şeyi anlatacak.

KENDİME KONDURAMADIM

HIV ile bir sene önce tanıştım. Arkadaşlarımla bir gün sohbet ederken hastalığın yaygınlaştığını öğrendim. O zamanlar lenf bezlerim şişmişti. Test yaptırma ihtiyacı hissettim. Maalesef Türkiye’de isminizi vermeden test yaptırabileceğiniz anonim test merkezleri çok sağlıklı çalışmıyor. O yüzden ilk başta ailem ve arkadaşlarım duyar diye çok tedirgin oldum. Ancak, erken tanı almanın tedavi için ne kadar önemli olduğunu bildiğim için gittim ve testi yaptırdım. Sonuç pozitif çıktığında çok büyük bir şok yaşadım. Kendime konduramadım. Normalde cinsel ilişki sırasında korunan bir insanım ama sevgilim olduğu için bir süre sonra büyük bir saçmalık yaparak korunmadık.

BULAŞTIRIRIM DİYE KORKTUM

Öğrendiğim gün özel bir gündü benim için. Arkadaşlarımla kutlama yapacaktık. Ertelemek zorunda kaldım. İlk öğrendiğim zamanlarda psikolojik olarak çok etkilendim. Arkadaşlarımla görüşmeyi kestim. Onlara da bulaştırırım diye korktum. Kendi başıma kaldığım zamanlarda ağladığım çok oluyordu. Gezmeyi seven bir arkadaş grubum vardı. Sürekli seyahatlere falan çağırıyorlardı. Fakat benim içimdeki tedirginliği atmam için zamana ihtiyacım vardı. Belki yanlarına gidebilseydim o dönemleri atlatabilmem çok daha kolay olacaktı! Sevgilimi arayıp aramama konusunda kararsız kaldım. Daha sonra erken tanının ne kadar önemli olduğunu bildiğim için arayıp durumu anlattım. Test yaptırmasını söyledim. Negatif çıktı. Sonra eski sevgilimle konuştuk. 5 yıl birlikte yaşamıştık onunla. “Ben zaten pozitifim” dedi. O da daha sonra öğrenmiş. Beni kandırdı mı bilmiyorum . Bu konuda sevgilinize bile güvenmemeniz, ‘Onda yoktur’ diye düşünmemeniz gerekiyor. Güçlü olmaya karar verdiğim aşamada Pozitif Yaşam Derneği ile tanışmak benim için dönüm noktası oldu. Bunun aslında öldürücü bir hastalık olmadığını öğrendim. Merak ettiklerimi doktorlara sordum ve internette okuduklarımın yanlış olduğunu gördüm. Derneğin psikologlarından destek aldım. Başka pozitif insanlarla tanıştım. Benim gibi üniversite öğrencileri, ev hanımları, öğretim görevlileri, yaşlılar ve hatta doktorlar... 1 Aralık Dünya AIDS Günü insanların bilinçlenmesi için çok önemli. HIV deyince insanların aklına zayıflamış, ölmek üzere olan birileri geliyor. Gördüğünüz gibi gayet sağlıklıyım.

DERSTE SÖYLEDİM

Kabuğumu kırdıktan sonra yavaş yavaş çevremdeki insanlara söylemeye başladım. Mesela şimdi yüksek lisanstan üç hocam biliyor. Okul arkadaşlarım biliyor. Onlara bunu sivil toplum kuruluşlarının geliştirilmesiyle alakalı bir dersimizde anlattım. Daha sonra derste olmayan kişiler de öğrenmiş. Sosyolog olmaları daha çabuk kabullenmelerini sağlıyor ama yine de el sıkışmak istemeyenler oluyor. İnsanlar hala AIDS ve HIV’in aynı şey olduğunu zannediyorlar. Onları da anlıyorum. Çünkü çok fazla okumuyorlar ve bilmiyorlar.

SÜREÇ NORMALLEŞİYOR

Aileme gelince... İlk önce ağabeyime söyleme kararı aldım. Doğal olarak üzüldü ama bunun ölümcül bir hastalık olmadığını ve kontrol altına alınabilir kronik bir rahatsızlık olduğunu söyledi. Benimle derneğe de geldi. Ailemle aynı evde kaldığım için bu konuda daha fazla bilgi almak istedi. Sonra süreç benim için normalleşmiş oldu. Anne babamı üzmemek için onlara söylememe kararı aldık. Zaten virüs, havlu, tabak ve bardak gibi eşyaların ortak kullanımından geçmiyor. İlaçlarımı alıp normal hayatıma devam edebiliyorum. İlaçlarımı da evde saklıyorum.

“SEN HIV’İ ÇİZ” DİYORLAR

Tanıştığım insanlara HIV pozitif olduğumu söylüyorum. Aslında herkese söylememek gerekiyor. Bu yüzden bir iş yeriyle iş görüşmem çok kötü geçmişti. Alamayacaklarını söylediler. Halbuki tedavi gören bir insan çalışabilir. Bulaşma yolları belli. Ya cinsel birleşme yoluyla, ya ortak enjeksiyon yoluyla, kan alışlarda ya da anneden bebeğe... Geçen günlerde çok yakın bir arkadaşıma söyledim. Tepkisi, “Neden daha önce söylemedin? Destek olurdum sana” oldu. Çok mutlu etti beni. En sinir olduğum durum; yeni öğrenen birinin, “Aaa AIDS mi oldun?” deyip ölecekmişim gibi davranışları oluyor. Bunları hep gülerek atlattım. Şimdi yağlı boya kursuna gidiyorum. Oradaki arkadaşlarım, “Sen HIV’i çiz” ya da “Kurdela yap sen” diyecek kadar durumu normalleştirmiş, bilgili kişiler. HIV bağışıklık sistemine zarar veren bir virüs. O yüzden kendime çok iyi bakmam gerekiyor. Bunun için de ücretsiz olarak derneğin diyetisyeninden yardım alıyorum. Yediklerime dikkat ediyorum. Kahvaltı yapmaya özen gösteriyorum. Spordan uzak durmuyorum. Alkolü sosyal içici olarak kullanıyorum. Alkol ilaçlarımla da etkileşime girmediği için bir zararı yok. Sigara asla içmiyorum. Kokusuna bile tahammül edemiyorum.

EVLENMEK İSTİYORUM

Ben de herkes gibi benim için uygun ve beni kabullenebilecek biriyle ileride evlenmek istiyorum. Yalnız ölmeyi düşünmüyorum. Etrafımda pozitif olarak evli olup çok mutlu olan insanlar görüyorum. Çocukları negatif doğuyor. Bunu duyduğumda çok şaşırmıştım. Akademik olarak da HIV ve AIDS konusunda akademik çalışmalar yapmak istiyorum.

İNCİR REÇELİ'NDE GÜLMÜŞTÜM

İncir Reçeli filmini henüz bana tanı konulmadan önce sosyolog gözüyle izlemiştim ve kızın öldüğü sahnede herkes ağlarken ben gülmüştüm. Çünkü ne olduğunu biliyordum ve bana saçma gelmişti. Mesela kız sevgilisini öpemiyordu. Benim şu an sevgilim yok ama olduğu zaman öpebiliyorum. Sonra kız ilacı reddediyor ve bir süre sonra gripten pat diye ölüyor. HIV’in böyle öldürmediğini biliyordum. Bunu yapan yönetmenin maddiyatı düşünerek yaptığı açıkça belli. Tanıyı aldıktan sonra filmi tekrar izledim. Kız mutfaktayken elinden bardak düşüyor. Sonra da kırılan camla eli kesiliyor ve yeri çamaşır suyuyla temizleyip evi terk ediyor. Benim elim kesilse ve arkadaşım çıplak elle normal bir kesiği olmadan değse bile bulaşmaz. Onun elinde de ciddi bir kesik olması lazım ki ona bulaşsın.


DMCA.com Protection Status