Verem (Tüberküloz) nedir? Verem, bulaşma potansiyeli olan ve akciğerleri etkileyen bulaşıcı bir hastalıktır. Vereme etki eden bakteri bir insandan başka insana öksürme ve hapşırma sonucu havaya karışan damlacıklar aracılığıyla bulaşabilir.
Gelişmiş ülkelerde (Amerika) sıkı kontroller sayesinde azalma göstermiştir.
Veremin zorluğu en çok kullanılan ilaçlara karşı direnç göstermesidir. Verem hastaları enfeksiyonun tamamen yok olması ve antibiyotik direnci oluşumunun engellenmesi için aylarca çok çeşitli ilaçlar kullanırlar.
Doktorlar hastalığı 2 ye ayırmışlardır:
- Belirti göstermeyen Verem: Bu durumdaki hastada verem enfeksiyonu vardır fakat bakteri pasif bir şekilde vücutta bulunmaktadır. Aktif vereme dönüşebilir, bu yüzden tedavisi önemlidir. Belirti göstermez. Bulaşıcı değildir.
- Aktif Verem: Bulaşıcıdır. Verem yapan bakterinin vücutta enfeksiyon başlatmasından kısa bir zaman sonra veya bir yıla yakın bir zaman sonra hastalık meydana gelebilir.
BELİRTİLERİ
- Öksürük (3 haftadan uzun sürmesi)(Kanlı öksürük)
- İstemsiz kilo kaybı
- Yorgunluk
- Ateş
- Gece terlemesi
- Ağrı(öksürürken, hapşırırken ve göğüste)
- Üşüme
- İştahsızlık
Etkilenen Organlar
Genelde akciğerlerde oluşur.
Etkilenebilen organlar:
Eğer verem akciğerlerde değilse semptomlar organlara göre değişebilir:
- Omurgada oluşmuşsa sırt ağrısı
- Böbreklerde ise idrarda kan olmasıyla kendini gösterebilir.
Doktora Başvurun
Eğer ateş, sebebi olmayan kilo kaybı, gece aşırı miktarda terleme ve inatçı öksürük oluyorsa doktora gidilmelidir. Bu belirtiler genelde veremi işaret etse de sebebi başka bir hastalık da olabilir.
NEDENLERİ
Veremin sebebi bir bakteridir ve bu bakteri havada mikroskobik damlacıklar şeklinde kişiden kişiye yayılır. Hastalığa sahip olan ve tedavi edilmeyen birinin öksürmesiyle, konuşmasıyla, tükürüğüyle, gülmesiyle veya hapşırmasıyla kişiden kişiye bulaşabilir.
Verem bulaşıcı olmasına rağmen, hastalığa yakalanmak çok da kolay değildir. Tanımadığınız birinden tüberküloz mikrobunu alma olasılığınız; tanıdığınız, birlikte çalıştığınız ya da birlikte yaşadığınız kişilerden alma olasılığınızdan daha azdır. En az iki hafta uygun ilaç tedavisi gören çoğu tüberküloz hastaları hastalığı bulaştırmaz.
HIV ve Tüberküloz
1980’ lerden bu yana tüberküloz vakalarının sayısı, AIDS’ e neden olan HIV virüsünün yayılmasıyla artmıştır. HIV ve tüberküloz tehlikeli bir ilişki içindedir. (Biri diğerinin ilerlemesini tetikler.) HIV enfeksiyonu; bağışıklık sistemini baskılar, buda vücudun tüberküloz mikrobuyla savaşmasını engeller. Sonuç olarak; HIV pozitif kişiler, bu virüse sahip olmayanlara göre daha çok tüberküloza yakalanır.
İlaca Dirençli Tüberküloz
Tüberkülozu ölümcül kılan bir neden de hastalığa neden bu bakterinin ilaçlara karşı dirençli olmasıdır. 60 yıl önce ilk antibiyotiklerin tüberküloz için kullanılmasından bu yana, bazı verem mikropları hayatta kalma yeteneğini geliştirdi ve bu yetenekleri nesilden nesle aktarıldı. Antibiyotikler bütün tüberküloz bakterilerini öldürmediğinde ilaca karşı dirençli tüberküloz nesilleri ortaya çıktı. Hayatta kalan bakteriler alınan o ilaca hatta farklı diğer antibiyotiklere karşı da dirençli hale geldi.
RİSK FAKTÖRLERİ
Herkes tüberküloz olabilir ancak bazı faktörler bunu arttırabilir. Bu faktörler:
Zayıflamış Bağışıklık Sistemi:
Sağlıklı bir bağışıklık sistemi genellikle tüberküloz mikrobuyla savaşmakta başarılıdır, fakat vücudunuzun direnci düşükse etkili bir şekilde savunma yapamaz. Birkaç hastalık ve ilaç bağışıklık sitemini zayıflatabilir, bunlar:
- HIV / AIDS
- Diyabet
- İleri derecede böbrek hastalığı
- Bazı kanserler
- Kemoterapi gibi bazı kanser tedavileri
- Romatoid artit tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, Kron hastalığı veya sedef hastalığı
- Yetersiz beslenme
- Organ nakli sonrasında nakledilen organı vücudun reddetmemesi için kullanılan ilaçlar
- Çok küçük ya da ileri yaş
Uluslararası Bağlantılar
Tüberküloz riski taşıyan ya da tüberküloz oranının fazla olduğu ülkelere seyahat etmek de hastalık riskini arttırır. Bu hastalığın çok görüldüğü ülkeler:
- Hindistan
- Çin
- Meksika
- Güneydoğu Asya
- Afrika
Yokluk ve Madde Bağımlılığı
Tıbbi bakım eksiliği: Uzak bir bölgede yaşıyorsanız, düşük gelirliyseniz ya da göç ettiyseniz tüberküloz teşhisi ve tedavisi için tıbbı bakıma erişim eksikliğiniz olabilir.
Madde bağımlılığı: Uzun süreli alkol ya da ilaç kullanımı bağışıklık sitemini zayıflatır ve tüberküloz için daha savunmasız hale getirir.
Tütün kullanımı: Tütün kullanımı büyük ölçüde tüberküloz mikrobunu alma ve bunun yüzünden ölme riskini arttırır.
Çalıştığınız veya Yaşadığınız Yer
Sağlıkla ilgili iş: Verem hastalarıyla düzenli temas tüberküloz bakterilerine maruz kalma riskinizi arttırır. Maske takmak ve sık sık ellerinizi yıkamak ise bu riski büyk ölçüde azaltır.
Yatılı bakım tesisinde çalışmak ya da oralarda kalmak: Cezaevlerinde kalan ya da çalışan kişiler, göç merkezlerinde çalışanlar veya bakım evlerinde çalışan kişilerde tüberküloz riski altında olabilir. Bunun nedeniyse hastalık riskinin aşırı kalabalık alanlarda ve yeterli havalandırma olmayan yerlerde artmasıdır.
Mülteci kampında ya da barınaklarda yaşamak: Kötü beslenme nedeniyle zayıflama, sağlığın bozulması ve kalabalık sağlıksız koşullarda mültecilerin verem olma riski yüksektir.
KOMPLİKASYONLAR
Tedavi olunmazsa verem ölümcül olabilir. Tedavi edilmeyen aktif verem akciğerleri etkileyebilir ve kan dolaşımıyla diğer organlara da sıçrayabilir. Örneğin;
- Kemiklere sıçrarsa omurga ağrısı, eklem tahribatı olabilir ve kaburgalar da etkilenebilir. Beyinde ise menenjite sebep olabilir. Beyin zarında ve omurilikte ölümcül şişlikler olabilir.
- Karaciğer ve böbrekler atıkları kandan ayırırlar. Eğer karaciğer ve böbrek veremden etkilenirse bu organların fonksiyonları bozulur.
- Verem kalbin etrafındaki dokulara bulaşabilir, bu da iltihaba ve sıvı birikimine yol açabilir. Sonuçta kalbin pompalama gücünü engeller ve kalp zarar görür.
TANI VE TEDAVİ
PPD (Deri Testi)
Fiziksel muayene sırasında doktor lenf düğümlerini şişlik için kontrol edecektir ve nefes alıp verirken akciğerleri steteskop ile dinleyecektir. Veremin tanısı için genelde en çok uygulanan yöntem PPD’dir. Bu test PDD tüberkülin denen maddenin ön kolda dirsekle bilek arasında bir noktadan derinin altına enjekte edilmesiyle yapılır. Sonrasında 48 saatten 72 saate kadar enjeksiyon bölgesindeki şişliğe bakılır. Şişlik yüksek ve sert kırmızı bir şişlik olmuşsa hastanın verem olduğu anlaşılır. Şişliğin büyüklüğü testin doğruluğunu belirler. Yapılan bu test tam doğru olmayabilir. Eğer son zamanlarda BCG aşısı olunduysa test yanlışlıkla pozitif çıkabilir. Bu aşı yüksek miktarda verem görülen ülkelerde daha çok kullanılmaktadır. Çocuklarda, yaşlılarda ve AIDSli insanlarda deri testi cevap vermeyebilir.Verem olup da bağışıklık sistemi henüz reaksiyon vermemiş hastalarda deri testi yanlış negatif sonuç verecektir.
Kan Testi: Belirtisi olmayan ya da aktif veremi doğrulayabilir. Bu testler gelişmiş teknoloji kullanılarak bağışıklık sisteminin verem bakterisine karşı olan reaksiyonunu inceler.
Göğüs Röntgeni: Eğer deri testi pozitif ise göğüs filmi çekilir. Bağışıklık sisteminin çevrelediği verem bakterileri akciğer filminde beyaz noktalar şeklinde görünecektir.
Balgam Testi: Röntgende verem belirtileri görünüyorsa doktor balgam örneği isteyebilir. Bu test ile bakterilerin ilaçlara direnç gösterip göstermediği de anlaşılabilir. Bu yolla doktor hangi ilaçların daha iyi etki edeceğine karar verebilir.
TEDAVİLER VE İLAÇLAR
İlaçlar verem tedavisinin temel taşlarıdır. Fakat tüberkülozu tedavi etmek diğer başka bakteriyel enfeksiyonları tedavi etmekten daha üzün sürer. Bu hastalığın tedavisinde en az altı ila dokuz ay arası antibiyotik kullanılması gerekir. Doğru ilaçlar ve tedavi süresi yaşınıza; genel sağlığınıza, ilaçlara karşı direncinize, Tüberkülozun cinsine (aktif ya da taşıyıcı) ve enfeksiyonun vücudunuzdaki yerine bağlıdır.
Yeni yapılan araştırmalarla daha kısa tedaviler öneriliyor.( dokuz aylık süre yerine üç aylık bir süre) Kombine ilaç tedavileriyle taşıyıcı olan kişinin ileride tüberküloz olması engellenebilir. Tedavinin daha kısa sürede olmasıyla birlikte, hastaların ilaçları aksatmadan alma olasılığı yükselecek ve yan etki süresi kısalacaktır fakat bunun için biraz daha araştırma süresi gerekmektedir.
En Yaygın Tüberküloz İlaçları:
Eğer sadece taşıyıcıysanız tek bir tip tüberküloz ilacı almanız yeterli olabilir. Aktif tüberkülozda ise, mikrop bazı ilaçlara dirençli olunduğundan birkaç tip ilaç almayı gerektirir. Tüberküloz tedavisinde en yaygın olarak kullanılan ilaçlar şunlardır:
- İzoniazid
- Rifampin (Rifadin, Rimactane)
- Etambutol (Myambutol)
- Pirazinamid
Tüberküloz tedavisi sırasında, D vitamini almanın ilaçların bazı etkilerini arttırdığı düşülmektedir kesin bir öylem için daha fazla çalışmaya ihtiyat vardır.
İlaçların Yan Etkileri:
Tüberküloz ilaçlarının yan etkisi çok görülmez fakat ortaya çıktığında ciddi olabilir. Tüberküloz ilaçları karaciğer için son derece toksik olabilir. İlaçları alırken, aşağıdakilerden herhangi birini yaşarsanız derhal doktorunuzu arayın:
- Mide bulantısı veya kusma
- İştah kaybı
- Cildinizde sarılaşma (sarılık)
- Koyu renkli idrar
- Belirgin bir nedeni olmayan üç ya da daha fazla süren ateşlenme
Tedavinin Tamamlanması Esastır
Tedavinizin başlamasından birkaç hafta sonra hastalık bulaşıcı olmayacak ve kendinizi daha iyi hissetmeye başlayabileceksiniz. Bu durumda ilacınızı kesmek size cazip gelebilir. Fakat tedavinizi sonuna kadar devem ettirmek ve doktorunuz tarafından verilen ilaçları almak çok önemlidir. Tedavinizi çok erken durdurmak ya da ilaç alım saatlerini atlamak, hala hayatta olan bakterilerin aldığınız ilaçlara karşı dirençli hala gelmesine neden olabilir buda tüberkülozu tedavi etmeyi çok daha zorlaştırır ve hastalığı daha tehlikeli hale getirir.
Tedavi görenlerin tedavilerine sadık kalmaları için bazen doğrudan gözetimli tedavi önerilir. Bu yaklaşımda, bir sağlık çalışanı tedavinizi yönetir böylece ilaçları ne zaman alacağınızı kendiniz hatırlamak zorunda kalmazsınız.
KORUNMA
Eğer belirti göstermeyen veremseniz bunun aktif vereme dönmemesi için size ilaç önerecektir. Aktif verem olduğu takdirde bulaşıcı durum ortaya çıkacaktır.
Ailenizi ve arkadaşlarınızı koruyun
Aktif verem iseniz birkaç hafta sürecek tedavi ile bulaşıcılığı geçene kadar :
- İşe veya okula gitmeyin
- Odanızı havalandırın
- Hapşırıp öksürürken kâğıt mendil kullanın
- Ağzınızı örtecek şekilde maske kullanın.
İlaç tedavisini sonuna kadar bitirin
Bu kendinizi ve çevrenizdekileri korumak için atacağınız en büyük adımdır. Eğer tedaviyi erken durdurursanız ya da doz atlarsanız Tüberküloz bakterisi mutasyon geçirebilir buda onları en güçlü ilaçlara karşı bile dirençli hale getirebilir. Dirençli hale gelen bakteriler yüzünden hastalık daha ölümcül ve zor tedavi edilen bir hal alır.
Aşılar
Tüberkülozun daha yaygın olduğu ülkelerde yeni doğanlar genellikle Bacille Calmette-Guerin (BCG) aşısıyla aşılanmaktadır, çünkü bu alı çocuklarda oluşabilecek ciddi tüberkülozu önleyebilir. BCG aşısı genel kullanım için önerilmez çünkü erişkinlerde çok etkili değildir.