nztugsuz

Takip et
10 years ago


Polikistik Over Sendromu hikayem

Herkese merhaba

Benim bahsedeceğim hastalık aslında son yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde genç kızlar ve kadınlar arasında en yaygın görülen hastalıklardan biri olan polikistik over sendromu. Doktorların tabiriyle artık her 10 gençten neredeyse 5inde bu hastalığa bağlı belirtiler görülüyor ya da kadınlar hayatlarının bir döneminde bunu mutlaka tecrübe ediyorlar.

Aslında konu başlığını adet düzensizliği olarak seçmek zorunda kaldım (zira PKOS yoktu) fakat düzensizlik bu hastalığın belirtilerinden sadece biri. PKOS genellikle düzensiz aşırı kanamala ya da hiç adet göremem şeklinde baş gösteriyor. Bununla beraber en sık rastlanan diğer belirtiler hızlı kilo alımı, belli bölgelerde aşırı tüylenme ya da saç dökülmesi, sivilceler vs. Teşhisi asıl düşündüren ise ultrason ya da muayenede yumurtalıklarınızın etrafını saran minik minik binlerce kist (halk arasında çikolata kisti de denir). 

Benim hikayemse hiç beklenmedik bir şekilde gelişti hatta bu yüzden uzun süre PKOS olduğumdan da emin olamadılar. 99 Depremini hatırlamayan yoktur. O depremde gece evde ailemle kalıyor olmama ve evimiz de güvenli olmasına rağmen sarsıntılarda çok etkilenmiş olacağım ki, başıma bunlar geldi diye düşünüyorum. Çünkü deprem haftasu (henüz 14 yaşındaydım) ilk kez adet görmüştüm. Ve deprem gecesi herşey aniden bıçak gibi kesildi :)

İlk haftalarda bu durum hiç gündemimizde değildi çünkü depremden toparlanmamız bile milletçe uzun bir süre aldı. Fakat aradan birkaç ay geçmişti ve ben hala adet görmüyordum. Bu süre yani biz doktora gidene kadar geçen süre tam 9 ay aldı. Tabii ben bu 9 ayda sadece sıkıntı biriktirdim. Vücudum gittikçe şişiyordu, belli ki adet görmem için vücudum hazırlanıyordu ama bu hiç gerçekleşmiyordu. Sürekli bir menopoz hali, kilo almam ama bununla beraber yemek yiyemeyecek kadar şişkin hissetmem, saçlarımın dökülmesi vs. derken ben dört dörtlük bir PKOS hastası oldum.

İlk etapta annemin yakın bir arkadaşı olan jinekoloğa giderken aldığım birtakım yanlış öneriler ile semptomlarımın artması ile kapı kapı doktor gezer oldum. Sonra uzun bir süre bunun aslında deprem sonrası travma bozukluğu olduğu ve korktuğum için adet göremediğim düşünüldü. Hatta psikoterapiye dahi gittim :) Fakat hiçbiri fayda etmedi. Her seferine adet söktürücüler ile bir şekilde rahatlatılıp sonra yine aynı koşuşturmaya giriyordum.

Yine bu süreçte birçok doçent profesör gezildi, hatta bir tanesi daha acımasız davranıp bunun aslında bir yere varmayan bir koşuşturma olduğunu ve ailem de isterse yumurtalıklarımın alınabileceğini söyledi (tabii hemen kabul etmedik, hatta hiç etmedik, sanırım biraz yanlış aktarılan bir öneriydi ve özellikle ailemi çok korkutmuştu :)) Bense çok umursamıyordum açıkçası.

Sonra tesadüfen şu anda takibinde olduğum doktorumla tanıştık. O kadar güven verdi ve hastalığı o kadar detaylı anlattı ki, doğru sandığımız birçok şeyin aslında gereksiz karmaşa olduğunu anladık. Onunla beraber bunun kronik bir hastalık olduğunu ve aslında metabolik  ve psikolojik bir tarafı da olduğunu, istersem herşeyin düzelebileceğini gördüm.

Düzeldi mi derseniz, ne yazık ki hayır :) Anlaşılan inatçı bir hastayım. Fakat doktorumun tüm önerilerini de yerine getiremedim açıkçası. Derken teşhisten bu yana tam 13 yıl geçti ve bu yıl ilk kez düzenli olarak kullandığım hormon düzenleyici ilacımı bıraktım. Artık hem ilaç almak istemiyordum çünkü ilacın uzun dönemli riskleri vardı ve ben bu riskleri göze alabilecek bir hasta değildim (ailemde meme kanseri öyküsü olduğu için) hem de bunu kendim ilaçsız tedavi etme fikrine taktım (tabii bu her hasta için geçerli olmayabilir). 

Sonuç olarak 6 aydır ilaç kullanmıyorum. Ama düzenli olarak kontrole gidiyorum ve PKOS'u ilaçsız olarak aşabilmek için ekstra çaba sarfediyorum (bunları ileride yazarım). En azından bunun hiç de korkulacak bir durum olmadığını öğrendim ve rahatım. Şimdi vücudumu iyileşmek konusunda ikna etmeye çalışıyorum :)

 



kullanici1542 demis ki:

Merhaba. Yazinizi buyuk saskinlikla okudum. Cunku sizle yakin bir dogumgunune sahibim, 5 temmuz 1985. 99 depremiyle yasadigim şoktan dolayi adetim kesildi ve pcos hastasi oldugumu ogrendim. Hatta yaziyi acaba bir zamanlar ben mi yazdim diye kafam bile karisti. Belli bir zaman sonra ben de bunun saglikli bir yasam tarzi ile kontrol altina alinabilecegini anladim. Ilac kullanmak gercekten yildiriyor ve bas agrilarina sebep oluyor. Su an sogan kuru deniyorum ve sonuclarimi sizle paylasmak isterim yaklasik 15 gun sonra. Size de cok gecmis olsun. Insallah basarili bir sekilde rahatsizligimizi kontrol edip yasam kalitemizi arttiriz.
Beğen (0) | Rapor | Permalink | 8 years ago

kullanici1464 demis ki:

Ben 19 yaşından beri pcos hastasıyım. Çok doktora gittim, hepsi de doğum kontrol hapları verdi. Hapı kullanırken adetler düzenli oluyor bırakınca eskiye dönüyor. 2-3 ayda bir söktürücülerle adet görüyordum. Derken 4 ay kadar önce internette Canan Karatay diyeti yaparak pcostan kurtulanları gördüm, BEn de diyet yaptım. Çok faydasını gördüm. 24-27 günde bir ilaçsız adet görüyorum. Hormon tahlillerim normal çıkıyor, şekeri ve ekmeği bırakınca her şey düzeliyor. Kurtulmak isteyenlere bu diyeti tavsiye ederim.
Beğen (0) | Rapor | Permalink | 9 years ago

kullanici1006 demis ki:

ben de 2 yıldır PKOS için ilaç kullanıyordum ve aynı sebeplerden dolayı 1 aydır ilacı bıraktım, ilaçsız olarak aşabilmek için neler yaptığınızı öğrenmek isterim doğrusu :))
Beğen (0) | Rapor | Permalink | 10 years ago
DMCA.com Protection Status