sadece ölmek istiyorum
karmaşa,
hislerin hissizliği diye bi kavram duydunuz mu? yada ben mi uyduruyorum bunu?
hepimiz değil miyiz biraz böyle? hislerimizin hissizliğinde kavrulup yanmıyor mu ruhumuz.
cehennem bilinmeyen bi tanı, cehennemi yaşadığını sanmak daha nahoş.
tanrı tanımaz güler geçer, etlerim düşüyor sonra tekrar canlanıyorum. yangın devam ediyor. hissizleşiyorum.
ellerim kollarım tüm uzuvlarım yerli yerinde. anlıyorum ki ruhum yanıyor.
hiç ruhunuz yandı mı?
paranoya
hislerim çatallanıyor. değersizim biliyorum. değersiz değilim biliyorum.
ne olduğumu bilmiyorum.
herkesi kaybediyorum, hayır herkes yerli yerinde,
kaybettiğim kendimim, benliğim.
yandığını sandığım şeyde benliğim olsa gerek. ruhum yerli yerinde duruyor, yansa ölürdüm.
bedenim ve ruhum yaşama tutunurken benliğimi kaydediyorum.
sahi ben ne istiyorum?
Ne ister insan.
''mutluluk''
mutluluk nedir?
belkide mutluluk dört duvar odada ölümü beklemektir. illa toplumun dayattıkları mı mutluluk?
hissediş
birşeyler hissetmeye başladım.
acı;
acıyor.
bileklerim? siz hiç bileklerinizi kestiniz mi?
hayır acıyan bileklerim değil.
içim.
insanın içi nasıl acır?
ölüm
kötü müdür ölüm? kaçınız hergün her nefeste yaşarken ölmeyi başardı.
bir ben miyim talihsiz?
talihsizlerden miyiz?
yoksa bizim ki acıya müptezellik mi?
cebinde ölüme kesilmiş biletler taşıyanların vazgeçmekten korktuğu üzmekten çekindiği insanlar yoktur.
onların bileti çoktan kesilmiş.
Bana ulaşabilr misin?
Beğen (0) | Rapor | Permalink | 6 years ago